Hooke’un Gölgeleri: Newton’un Bilimsel Başarısının Arkasındaki Unutulmuş Deha
Robert Hooke ve Isaac Newton arasında arkadaşça başlayan ve daha sonra rekabete dönüşen karmaşık ilişkiyi inceleyelim. Şahsen ben Hooke’un hakettiği değeri görmediğini düşünüyorum.
Hooke 1635 yılında, Newton ise 1642 yılında, sadece 7 yıl arayla doğmuştur. Her ikisi de fizik ve matematiğe önemli katkılarda bulunmuş İngiliz bilim insanlarıdır. Hooke belki de en çok Hooke yasası olarak bilinen ve bir malzemenin deformasyonu ile ona uygulanan kuvvet arasındaki ilişkiyi tanımlayan elastikiyet yasasıyla tanınır.
Hooke, daha çok küçük organizmalar ve yapılar üzerinde detaylı gözlemler yaptığı mikroskopi alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Ayrıca gök cisimlerinin eliptik yörüngeler izlediği fikrini ortaya atmıştır. Bilimsel çalışmalarının yanı sıra Hooke aynı zamanda başarılı bir mimar ve haritacıydı. Londra’da Büyük Londra Yangını Anıtı da dahil olmak üzere birçok bina tasarladı.
1665 yılında Hooke, mikroskobik gözlemlerinin ayrıntılı çizimlerini içeren “Micrographia” adlı kitabını yayınladı. Kitap, dönemine göre alışılmadık biçimde çok açık ve rahat okunabilir bir dille yazıldığından geniş bir kitleye ulaşmıştır. Fakat, bu sunuş yaptığı işi basit gösterdiğinden döneminde hakkettiği değeri görmemiştir.
Newton ise daha çok hareket yasaları ve yerçekimi teorisiyle ünlüdür. 1687’de yayımlanan “Principia Mathematica” adlı kitabı klasik mekaniğin temellerini atmıştır. Principia’nın üçüncü kitabı neredeyse yayınlanmayacaktı çünkü Newton, Hooke’a öfkeliydi, ancak bunun yerine yayınlamadan önce kitapta Hooke’un adına yapılan tüm referansları kaldırmaya karar verdi.
Newton ve Hooke ilk olarak 1670’lerde Hooke’un Royal Society’nin deney küratörü olduğu dönemde tanıştılar. Dostane bir çalışma ilişkileri vardı, ancak daha sonra anlaşmazlıklar ortaya çıktı. O dönemde fakir öğrenciler geçimlerini sağlamak için zengin öğrencilerin yanında hizmetli olarak çalışırlardı. Hooke, 1655 ile 1662 yılları arasında Robert Boyle’nin asistanlığını yapmış ve bu dönemde bilim insanlarının çevresine dahil olmuştur. Hooke ve Boyle yaşam boyu dostluk kurmuşlardır. Boyle, Royal Society için Deney Kuratörü rolüne Hooke’u önermiştir.
İkili arasındaki en önemli anlaşmazlık alanlarından biri Newton’un renk teorisiydi. Hooke beyaz ışığın farklı renklerden oluştuğuna inanırken, Newton bunun bölünemez olduğunu savunuyordu.
1672’de Hooke, Newton ile ilişkisinde önemli bir dönüm noktası olan dalga teorisinde çığır açan bir keşif yaptı. Hooke, suya yağ döküldüğünde oluşan gökkuşağı benzeri renkli desenlerin bir tür girişim yarattığını keşfetti. Fakat günümüzde bu halkalar “Newton halkaları” olarak bilinir!
Hooke’un dalga teorisini keşfi Newton ile ışığın doğası üzerine hararetli bir tartışmaya yol açtı. Newton sonunda tartışmayı kazandı, ancak anlaşmazlık ikisi arasında kalıcı oldu.
İkili arasındaki bir diğer anlaşmazlık noktası da Newton’un yerçekimi yasasıydı. Hooke bu yasayı daha önce keşfettiğini iddia ediyordu, ancak bu yasa Newton ile anılıyordu. 1974 yılında Hooke, verdiği bir derste kendi dünya sistemini şu şekilde tanımlamıştır:
“Birincisi bütün göksel cisimler kendi merkezlerine doğru bir çekim veya kütleçekim kuvvetine sahiptirler, bu sayede sadece kendi parçalarını kendilerine doğru çekip bunların uçup gitmelerini önlemekle kalmaz aynı zamanda etkinlik sahaları içerisindeki tüm diğer göksel cisimleri de kendilerine doğru çekerler. İkinci varsayım şudur ki, doğrudan ve basit bir harekete sokulmuş bütün cisimler, daha başka etkili güçler tarafından bir daire, elips veya daha karmaşık başka bir eğri çizgi şeklinde bir harekete sahip olacak şekilde saptırılmamış veya bükülmemiş oldukları müddetçe, doğrusal bir çizgi boyunca aynı şekilde hareket etmeye devam ederler. Üçüncü varsayım şudur ki, bu çekici güçlerin işlerken daha güçlü olmaları, etkide bulundukları cismin kendi merkezlerine ne kadar yakın olduğuyla doğru orantılıdır.”
İkinci varsayımı, Newton’ın birinci hareket yasası olarak biliyoruz. Üçüncüsü de, yanlış bir biçimde kütleçekimin bir cisimden uzaklığın karesi değil de, uzaklık oranında azaldığını söyler. Ancak daha sonra bizzat Hooke hatasını düzeltmiştir.
Aralarındaki farklılıklara rağmen Hooke ve Newton birbirleriyle yazışmaya devam etmiş, hatta Hooke, Newton’un çalışmaları hakkında geri bildirimlerde bulunmuştur. 1680’de Hooke, Royal Society’nin sekreteri oldu ve Newton’un kalkülüs üzerine çığır açan çalışmasının yayınlanmasından sorumlu oldu.
Ancak Hooke, Newton’u fikirlerini çalmakla suçlayınca ikili arasındaki gerilim yeniden alevlendi. Newton bu suçlamaları reddetti ve yerçekimi yasasını bağımsız olarak keşfettiğini iddia etti. Bu suçlama hiçbir zaman tam olarak kanıtlanamadı.
İlerleyen dönemlerde, Hooke Newton’a barış mektubu yazdı:
“Sizin ışık konusundaki çalışmalarınızda benden daha ileriye gittiğiniz kanısındayım… Bu konuyu sizden daha iyi bir kişiye uygun düşemezdi; eğer başka zorlu işlerim izin verseydi bile kendi başıma sizin becerinize oranda daha düşük bir başarıyla ilerletebileceğimi düşündüğüm daha önceki çalışmalarımı tamamlamaya, düzeltmeye ve düzenlemeye sizden daha uygun ve mahir bir başka kişinin olmadığını düşünüyorum. Sanırım sizinle benim hedefimiz aynı ve ikimiz de gerçeği keşfetmenin peşindeyiz ve yine sanıyorum ki, açık bir husumetten kaynaklanmadıkça ikimiz de itirazlara katlanabiliriz ve deneylerden mantıklı sonuçlar çıkarmaya karşı direnmeme yönünde eşit derecede eğilimli zihinlere sahibiz.”
Newton’un cevabı ise:
“Newton’ın cevabı, Kabiliyetime haddinden fazla hürmet gösteriyorsunuz… Descartes ileriye doğru iyi bir adım attı. Siz birçok yolla ve özellikle ince levhaların rengini felsefi düşünüşe eklemekle buna çok şey eklediniz. Ben daha ileriyi görüyorsam bu Devlerin omuzlarında duruyor olmam sayesindedir.”
Newton, dev kelimesindeki ‘D’ harfini bilerek büyük yazdığı düşünülmektedir. John Faulkner, Hooke’un küçük ve kambur bir yapıya sahip olduğunu belirterek bu ifadenin imalı olduğunu düşünmektedir.
Hooke 1703 yılında öldüğünde, Newton Royal Society’nin başkanı oldu. Newton’un başkanlığı sırasında Hooke’un portresi kayboldu ve bugüne kadar bulunamadı. Bazıları bunun Newton’un Hooke’un anısını silmek için yaptığı bir komplo olduğunu iddia eder.